Türk'ün eli Türkeli (Kıbrıs Güncesi #4)

O korkunç gecede başınıza gelenlerin bir milli direnişe yol açacağını bilmiyordunuz... Ama öyle oldu... 

Farklı duyguları bir arada yaşatan yerler hep etkilemiştir beni. O yerlerden birini keşfettim geçtiğimiz hafta sonu. Keşfettim tabirini kullandım fakat ilk kez geldiğim bir yer değildi . Doğduktan hemen sonra ilk kez annemin kucağında gelmiştim buraya. Ufacık bir ağaç gölgesinin bile zor bulunduğu bozkırın ortasında ufacık bir köy olan Türkeli'ne , sıcağın dayanılmaz olduğu haziran ayında hem de. Ama  kızmayın hemen anneme yeni doğmuş bebeğin orda işi ne ? diye. Onun da başka çaresi yoktu çünkü evimiz oradaydı. 

Rum sınırına yakın 10-15 haneli bir köy olan  Türkeli (eski adıyla ayvasıl), tamamen askeri koruma bölgesi içinde olan askeri bir yerleşim birimi aslında. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'ndan  önce Rumların ve Türklerin birlikte yaşadığı bir bölge olmakla birlikte Rumların Türklere karşı en büyük katliamlarından olan 21-22 Aralık 1963 tarihindeki Kanlı Noel'in de gerçekleştiği yerlerden biridir.  Kanlı Noel, 364 Kıbrıs Türkü ile 174 Kıbrıs Rum'unun hayatına mal olan ve daha sonraki büyük çatışma ve harekatlara zemin hazırlayan ilk olaylardan biridir. 364 kişiden 19'si  ise Türkeli'nde şehit edilmiştir. Rumlar tarafından kazılan bir çukura bu 19 insanımızdan bir kısmı öldürüldükten sonra bir kısmı ise diri diri gömülerek hayatlarına son verilmiştir. Gömüldükten sonra dışarı çıkmaya çabalayan bir kol uzanır toprağın üstüne ve Türk askerlerinin kontrolüne geçtikten sonra bu kol sayesinde toplu mezar gün ışığına çıkartılmış olur. Bu olaydan yola çıkarak daha önce Ayvasıl olan bu köye Türkeli adı verilir. 

Yaş gözetmeksizin yapılan katliamın mağdurları 19 şehidimizin isimleri 
Rum tarafı ile Türk tarafı arasında hala barış anlaşması yapılmadığı ve hala ateşkes kuralları geçerli olduğu için bu bölge tüm sınır hattı gibi büyük bir öneme sahip. Yukarıda anlattığım vahim olayın mağdurlarının anısına bir anıt yapılır. 


Bu anıtın mimarisinin de özel bir anlamı var. Gökyüzüne uzanan 19 silindir şeklindeki simge, yaşlarına göre şehit edilen insanlarımızı temsil etmektedir. İnanın bana en kısası olan 9 yaşındaki Ayşe İbrahim'in simgesine baktığınızda boğazınızın düğümlenmesine engel olamıyorsunuz.


Anıtın hemen dibinde şu satırlar yazıyordu. Fazla söze hacet yok 
Anıtın hemen yanında o günlerden kalan acı fotograflar sergileniyordu. 

Anıtın hemen yanında o günlerden kalan acı fotograflar sergileniyordu. 

Bu gösteriyor ki vatan dünyanın neresinde olursa olsun kolay kazanılmıyor...

Yazının başına geri dönelim şimdi. anıtın hemen 100-150 metre gerisinde Türkeli'nde bebekliğimin ilk 1-1,5 senesinin geçtiği evi görmeye gittik. 23 sene sonra annem ve babam için de bu tek katlı bahçeli evi görmek duygusal bir andı. Burada yaşadıkları anıları anlatmaya başladılar hemen. Onları duygulandıran hatta üzen kısmı 2-3 sene özenle itinayla baktıkları yemyeşil bahçeli, Rumların yaşadığı dönemde köyün muhtarının da kullanıldığı evin de bahçenin de geçmişteki güzelliğini çoktan terk etmiş olmasıydı. 


Bu evin hemen yakınında da Rumlardan kalma kilise bulunuyor. Babam burada ilk kaldığımız dönemde cami olarak kullanıldığını hatırlıyor. Fakat şu anda yıkılma tehlikesi altında olduğundan içine girişi yasak durumda. 




Zaten geçmişin yaşanmışlıklarını veya farklı kültürlerin izlerini bir arada görmek farklı duygulara kapılmak için yeterli sanırım. O yüzden size de farklı duyguların hep kardeşçe yaşadığı günler dilerim...

2 yorum:

  1. Çok güzel ve etkileyici, elinize sağlık, Tweet veya google+ imkanı olsaydı da yaysaydım. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Gerçekten etkileyici gözlerim doldu.

    YanıtlaSil