Mavi Kösk (Kıbrıs Güncesi #5)

Girne'den Güzelyurt'a giderken Beşparmak Dağları'nın bitiminde ve Adanın Türkiye'ye en yakın bölgesinde yeşilikler içinde bir yapı Mavi Köşk.


Türk Barış Kuvvetleri'nin kontrolünde fakat sivillerinin ziyaretine de açık olan köşk 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'ndan önce Rum Lider Makarios'un avukatı ve Ortadoğunun en büyük silah kaçakçısı olan İtalyan asıllı Paulo Paolides tarafından 1957 yılında yaptırılmış.

Ünlü Mafya Lideri Paulo Paolides'in Bilinen Tek Fotografı (Fotoğraf Alıntıdır)
Paolides iki katlı bu köşkte hem önemli mafya toplantılarını gerçekleştirir, değer verdiği misafirleri ağırlar diğer yandan da bir nevi haremiyle zevk içinde yaşarmış. Rum - Türk çatışmaları arttığında Avrupa'dan gizlice getirttiği silahları rum çetelere satarak rumların silahlanmasını sağlamış bu sayede Türk tarafına olan baskının ve katliamların artmasında rolü büyük olmuştur.

Zamanının en iyi ve lüks eşyaları, tabloları, dekoratif zenginlikleri ve sanatsal objeleri ile göz alıcı bir mekan olan Mavi Köşk'ü belli başlı fotograflarla ve gizemli özellikleri ile anlatmaya çalışacağım. Köşk'ün sadece dışından fotograf alınmasına izin verildiği için iç mekan fotograflarını internetten alıntı şeklinde sunmak durumundayım.
Bu havuz eski Roma tarzında döşenmiş olup, misafirlerin süt banyosu yapmaları için
dizayn edilmiş. Bu misafirler arasında ünlü sinema yıldızı Sophia Loren'in de olduğu rivayet ediliyor. (Fotoğraf Alıntıdır)
İki katlı köşkün batı toplumlarında çoğunlukla uğursuz kabul edilen 13 sayısıyla ilgili ilginç bir durumu var. Köşk 13 odalı, havuzun her iki yanında toplamda 13 fıskiye bulunuyor, merdivenleri 13 basamaklı ve köşke tepeden bakıldığında hem 13 rakamını hem de silah biçimini andırıyor.

Adım attığınız ilk anda mekan sizin dikkatinizi çekmeyi başarıyor. Bir iki ufak ekleme dışında eşyaların %90' 1974'teki terk edildiği hali ile duruyor. Köşkte aşağıdaki görüntüler bizi bekliyor.

Havuzun hemen karşısında gelen misafirlerin dinlenmesi için dekore edilmiş bir nevi lobi bölümü mevcut. Rehberin anlattığına göre duvarın üst kısmında bulunan ışıklandırma ve klima sistemi orijinal ve hala çalışır durumda. (Fotoğraf Alıntıdır)

Misafir dinlenme salonunda evin diğer köşelerinde olduğu gibi sanatsal objeler çokça kullanılmış (Fotoğraf Alıntıdır)
Orijinal eserlere dokunacak kadar yakın olmak insana enteresan bir duygu veriyor. (Fotoğraf Alıntıdır)
Köşkte en ilgimi çeken odalardan biri kütüphane ve çalışma odası. Diğer odalardaki ufak tefek eklemelerin aksine bu odadaki kitaplar dahil her şey orijinal. Gözüme çarpan hem ingilizce hem de rumca kitapların olmasıydı. Rehberin biraz aceleci davranmasından dolayı kitap isimlerini ayrıntılı inceleyemedim. Paolides'in çalışma sandalyesinin de ilginç bir özelliği oturduktan belli bir müddet sonra beton etkisi yaparak insanın çalışırken dinç kalmasını sağlamak. Çalışma masası ise inceltilmiş ceylan derisinden.  (Fotoğraf Alıntıdır)
Kütüphanenin bulunduğu odanın perdesi köşkün tek orijinal perdesi
 beş kat elyafla yapılmasından ötürü kapatıldığında odada kesin bir
sessizlik sağlayabiliyor olması en önemli özelliği (Fotoğraf Alıntıdır)
Üst kata çıkarken rehber tarafından galoş giymeniz isteniyor ve merdivenleri çıkmaya başladığınızda karşınıza  köşke getirilen ilk eşya  olma özelliğindeki çerçevesi gül ağacından yapılan ayna çıkıyor. Daha sonra merdiven boyunca İtalya'daki şehirleri tasvir eden tablolar eşlik ediyor. (Fotoğraf Alıntıdır)
Üsk kata çıktıktan hemen sonra bu bayan figürlü objeyi gördüğünüzde bilin ki köşkün tam ortasındasınız. Bu objenin adı denge heykeli. O bölgede bir deprem veya Bina içerisinde ufak çaplı bir sarsıntı olduğunda aerodinamiği gereği güçlü bir sesle farklı bir denge pozisyonuna geçiyor. (Fotoğraf Alıntıdır)
Üst kattaki odaların hepsi kullanacak kişiye ve kullanılacak duruma göre farklı renkte döşenmiş ve adlandırılmış. Bu gördüğünüz anlaşılacağı üzere Sarı oda. Paolides'in hiç çoğuğu olmamasına rağmen konuklarının çocuklarına böyle bir oda hazırlatmayı uygun bulmuş. Odadaki her şey çocukların fiziksel özelliklerine göre minyatür imal edilmiş. Kalacak çocuğun cinsiyetine göre kızsa mor, erkekse mavi kulplu dolaplar mevcut. Sarı odanın en büyük özelliği ise tavan ile duvarların arasındaki raylarla olası bir sarsıntı anında çocukların bundan etkilenmemesi ve tüm köşk yıkılsa bile bu odanın ayakta kalacağı için güvenli bir alan yaratması. (Fotoğraf Alıntıdır)

Paolides'in dinlenme odası olan Yeşil Odadayız şimdi de. Diğer odalardaki gibi renk ve mobilya uyumunun yanında
 iki büyük özelliğinin ilki tekli koltukların oturmalığının hafif eğimli,  inceltilmiş yayla ve kuş tüyünden imal 
edilmiş olmasından dolayı oturan kişinin kısa sürede uykusunu getirmesi, ikincisi ise fotoğrafta görülen tek parça 
üretilen özel televizyonun adaya getirilen ilk televizyon olması. (Fotoğraf Alıntıdır)


Mavi Odada bulunan bu bölüm köşkün farklı yerlerindekilere benzer bir günah 
çıkarma köşesi. Diğerlerinden farklı olarak 9 parçalı ayna Paolides'in ibadet 
ederken arkasından gelebilecek saldırılara karşı tetikte olmasını sağlamak için
 bu bölüme konmuş. Zira bu aynanın her bir parçası farklı bir açıda olduğu 
için bir bakışta odanın tamamı görülebiliyor. Bunu bizzat kendim de test ettim.
(Fotoğraf Alıntıdır)
Paolides'in misafirleriyle mafya toplantılarını düzenlediği Kırmızı Oda. Toplantı sırasında misafirleri dikdörtgen masaya otururken kendisi duvar dibindeki tek kişilik masasında otururmuş. Bunun sebebi ise kendisine karşı arkadan bir saldırı olmasını engellemek. Kendi oturduğu masanın timsah derisinden olduğunu söylemeden geçmeyelim. (Fotoğraf Alıntıdır)
Kırmızı odada bulunan ve köşkteki özel eserlerden biri tabloda Truva Savaşı'nda
öldürülen Akhilleus tasvir edilmiş. Tablonun özelliği uzaktan bakıldığında hiç
bir yüzün olmaması fakat yakından bakıldığında Akhilleus'un acı çeken
 yüz ifadesinin fark edilmesi (Fotoğraf Alıntıdır)
Yine kırmızı odadaki önemli bir eser hristiyan kültüründen ismini şu anda hatırlayamadığım
bir azizenin tasvir edildiği bir tablo var . Kadın figürünün başının arkasındaki kısım
som altından, elinde tuttuğu kase ve çerçeve ise altın suyuna batırılarak yapılmış.
Tablonun en önemli özelliği kadının gözlerinin, ayak uçlarının ve ellerinin odanın hangi
köşesine giderseniz gidin sizi takip etmesi (Fotoğraf Alıntıdır)


Huzurlarınızda yemek odası. Yine değerli ahşap işçiliğinin ağırlıkta olduğu mobilyalar var.
(Fotoğraf Alıntıdır)
Karşıdaki dolap ve zigon sehpalarda japon işçiliği göze çarpıyor. Dolap o zamanlar yılda dört kez bukalemun yağı ile yağlandığından her yağlanmada figürlerin renkleri değişiyorlarmış. En son sonbaharda yağlandığı için sarı renkte kalmış. Her bir Zigonun ise üzerindeki figürde zigonu kullanacak kişi sayısı insan figürleri ile belirtilmiş en küçüğünde 1 figür en büyüğünde 4 figür bulunduğundan bu köşkte en fazla 10 kişinin misafir edilebildiğini anlıyoruz. (Fotoğraf Alıntıdır)
Köşkün teras bölümü bu bölümün tam karşısında simetrik şekilde aynı koltuklardan mevcut. Çünkü sabah güneşin doğuşunu bir taraftan, batışını bir taraftan izlemek mümkün. Ayrıca sehbaların üzerindeki rum kadın ve erkek figürleri sadece birer biblo değil aynı zamanda içki servis sürahisi olarak kullanılmış. Rivayete göre kadın misafirlere erkek figürlü, erkek misafirlere ise kadın figürlü sürahiden içki ikramı yapılıyormuş.
(Fotoğraf Alıntıdır)
Üst katlardan tekrar alt katlara döndük. Burası havuz kısmına açılan ve havuzdakilere servis amaçlı yapılan bar.
 Hemen karşıdaki amerikan barda Yunan şarap tanrısı Dionysus figürü var. Karşılıklı duvarlarda ise Hz. İsa'nın , Hz. Meryem'in, 
Paolides'in ve Paolides'in o günlerdeki sevgililerinden birinin burçları tasvir edilmiş. (Fotoğraf Alıntıdır)

Köşkün içerisindeki son durağımız, klasik rum tarzındaki taverna. Diğer odalara bakarak Paolides'in bir renk takıntılısı olduğunu farketmişsinizdir. Bu takıntı tavernaya da yansımış. Kırmızı renkli masalarda mafya üyeleri, mavi renkli masalarda diğer misafirler ve 
sarı renkli masalarda da çocuklar otururmuş. Böylece ufak karışıklıkların önüne geçilmek istenmiş.
Çok büyük partiler ve eğlenceler düzenlenen bu mekanda otomatik közde bütün hayvan pişirme mekanizması ise hala çalışır durumda.

(Fotoğraf Alıntıdır)


Bahçedeki tasarımlar köşkün içini aratmayacak cinsten. Soldaki küçük havuz. 

İtalya'daki Trevi Çeşmesinden ilham alınarak yapılmış. Sağdaki aslan kafalı çeşmeden ise bugünkü 

gibi su değil şarap akıyormuş. O zamanki devir daim pompası sistemi hala çalışır durumda.
Köşk'ün seyir terası ise tam anlamıyla kartal yuvası. Hava açık olduğunda çok net olarak Toroslar ve Mersin sahilleri görülebiliyor.Terasın hemen altındaki gizli bölme ve makineli tüfek yuvalarıyla bu köşk korunuyormuş. Kıbrıs Barış Harekatı'nda bu köşkün varlığından habersiz bu bölgeye inen paraşütçü askerlerimiz köşkü koruyan makineli tüfeklerin hedefi olmuşlar. Çünkü ne makineli tüfek bölmeleri ne de köşk hiç bir şekilde dışarıdan görülemiyor. (Fotoğraf Alıntıdır)

Hem lüks içinde hem de ölüm korkusu ile yaşayan Paolides'e ne mi oldu dersiniz? Kendi yaptırttığı kaçış tünelinden kaçtıktan sonra hayatına 1986 yılına kadar devam etti ve bir mafya toplantısında öldürüldü. Bu köşkü öylesine sevmiş ki öldüğü yıla kadar köşkün tüm bakım ekipmanlarını ve masraflarını kendisi karşılamıştır. 

Böylesine ilginç hikayelerle dolu bu köşkü tanımak ve bir çok hikayesini öğrenmiş olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Klavyemin döndüğünce :) anlatmaya çalıştım. Umarım başarılı olabilmişimdir.

Eğer Kıbrıs'a yolunuz düşerse, adanın her yanındaki taksilerle veya özel turlarla buraya gelip bu deneyimi siz de yaşayabilirsiniz. Bu deneyimin ücreti ise kişi başı 2 TL 

3 yorum:

  1. İlgimi çeken ne çok ayrıntı vardı bu ev ile ilgili.Gezerken sanki büyülenmiştim.Çok güzel anlatmışsınız teşekkürler...

    YanıtlaSil
  2. Çok ilginç, denk geldiğinde görmeye değer bir yer olduğu belli oluyor. Bu adam hayatta mı? Malını istiyor mu? bir bilginiz var mı?

    YanıtlaSil
  3. Yazının en sonunda adamın akıbeti hakkında bilgi veriliyor. Dikkatinizden kaçtı sanırım

    YanıtlaSil