Tam bir turizm cenneti,
Yaklaşık 40 yıl önce tamamen terk edilmiş,
Onlarca otel, villa, apartman, site, dükkan 40 yıl öncesinde nasılsa aynı haliyle duruyor.
Tek değişiklik hepsinin içinden devasa bitkilerin yükselmesi
Güzel bir amerikan filmi konusu gibi görünüyor di mi?
Fakat burası hayali değil, hayalet şehir
Kapalı Maraş...
Kıbrıs'a taşınmak yazın son zamanlarına rastladığı için daha öncesinde hiç tatil yapma fırsatı bulamamıştık ailece. O yüzden evi daha yerleştirmeden gecikmiş tatilimizi yapmaya karar verdik. Yapacağımız mekanı daha önceden belirlediğimiz için tatil yapmaktan çok göreceklerimin heyecanı kaplamaya başlamıştı çünkü Kapalı Maraş'ın hikayesini daha önce annem ve babamdan öğrenmiştim. Şimdi de sizin ilginizi çekeceğini düşünerek paylaşmak istiyorum.
Kapalı Maraş (Varosia), Adanın batı kıyısında rum sınırına yakın olan Gazimağusa (Famagusta) kazasının
(Kıbrıs'ta il veya ilçe kavramı yok köyler hariç tüm yerleşim birimlerine kaza deniliyor) güney kısmında bulunuyor.
6,5 km mükemmel sahili ve 1974 öncesinin modern mimarisiyle dünyanın en büyük 10 turizim merkezinden biriymiş. Genelde rum ve ingiliz zengin nüfusunun bulunduğu (yaklaşık nüfus 40.000 kişi) bu turistik yöreye zamanında Sophia Loren , Elizabeth Taylor ve Marilyn Monroe gibi dünyaca ünlü isimler de tatile gelirlermiş (Sophia Loren'in evini görme şansına eriştim) . Bugün bile çok sık göremeyeceğimiz teknolojiyle yapılmış süper lüks oteller, villalar, çeşit çeşit dükkanlar, casinolar, kiliseler olması bölgenin zamanında ne denli hareketli ve rağbet gören bir mekan olduğunun kanıtı. İstatisliklerle de bunu doğrulamak istersek, maraş bölgesi genelinde,
-> 45 OTEL
-> 65 APART OTEL
-> 3000 İŞYERİ (ÜNLÜ MARKALAR VE ŞİRKETLER)
-> 99 EĞLENCE MERKEZİ
-> 25 MÜZE
-> 24 SİNEMA VE TİYATRO
-> 21 BANKA
-> 2 SPOR KOMPLEKSİ
-> 4469 MÜSTAKİL EV
-> 143 RESMİ DAİRE
-> 9 KİLİSE
-> 8 OKUL
-> 380 YARIDA KALMIŞ İNŞA
bulunduğu bilgisi bize yardımcı olabilir sanırım.
ALINTIDIR |
ALINTIDIR |
ALINTIDIR |
1974 yılında gerçekleşen Kıbrıs Barış harekatı sonunda maraş bölgesi askerlerimizce ele geçirilmiş ve yapılan anlaşmalar sonucunda Türk Silahlı kuvvetleri mensupları ve aileleri ile Birleşmiş milletler askerleri dışında sivil halka kapatılmış ve giriş çıkış yasaklanmıştır. Rum ve Türk tarafı arasında hala bir barış anlaşması değil de sadece ateşkes durumu mevcut olduğundan bu bölge titiz bir şekilde korunuyor. Fotograf, video çekmek yasak (Bu yüzden sadece kısıtlı birkaç yerin fotosunu çekebildim onun dışında internette bulunan başka kaynaklardan yardım aldım) maraş bölgesine girseniz bile araçla 20-30 km/saat'in altına inemiyorsunuz ve binaların içine giremiyorsunuz.
ALINTIDIR |
TSK mensupları ve ailelerinin kalabilmesi için 2 otel orduevine çevrilmiş ve sadece sınırlı sayıdaki insan buradan faydalanabiliyor.
Tatilimizin tamamı Maraş bölgesinde geçti fakat yer olarak iki kısımdı. İlk kısım Maraş'ın asıl merkezine biraz daha uzak rum sınırına yakın olan derinya denilen (yine terk edilmiş) daha kasabamsı bir bölgede geçti. Bölgede iç kısımlara doğru daha çok tek katlı müstakil evler sahil kısmında ise inşa halinde kalmış çok katlı apartman ve oteller göze çarpıyordu (birçoğunun üzerinde hala çatışmalardan kalan mermi izleri bulunuyordu.) Kaldığımız yer ise lüks bir sahil villasının restoresi ile oluşturulmuş yalnızca 6 ailenin kalabileceği kapasitede askeri bir tesisti. İçi 60'lı - 70'li yılların sadeliğini ve zerafetini yansıtıyordu.
İtiraf etmeliyim tatilimizin ilk kısmı çok huzurluydu fakat benim için diğer kısmı daha heyecan vericiydi. İkinci kaldığımız yer daha önce bahsettiğim otelden orduevine çevrilen iki binadan biriydi.(Biri subay öbürü astsubay orduevi). Kaldığımız şu an subay orduevi olarak kullanılan binanın da acı bir öyküsü var. Otelin açılışı tam da harekatın başladığı güne denk gelince onca maddi manevi emeğinin boşa gittiğini gören sahibi binanın en tepesinden kendini boşluğa bırakarak intihar etmiş.
Etrafta yüzlerce binanın evin vs. olmasına rağmen gecenin karanlığı ve sessizliği ürkütücü oluyor. İşte o zamanlar gerçekten hayalet şehirde olduğunuzu anlıyorsunuz. Gündüz ise yıllarca insandan uzak 40 yıldır akıbetini bekleyen koca şehire ilginç duygular besleyerek bakıyorsunuz. Öyle ki insanlar savaş sırasında yemeklerini kıyafetlerini arabalarını eşyalarını bırakarak kaçmışlar ve birkaçı dışında her şey yerli yerinde duruyor. Bankalardaki paraların bile hala aynı yerinde olduğu ve birkaç kez soyulma girişimi yaşadığı rivayeti bile var.
Dışarıda birçok yaşamışlıkla karşılaşabiliyorsunuz ama benim merak ettiğim binaların içlerinin nasıl olduğuydu. Binaların içine girilemediği için internette yaptığım araştırma sonucu elde ettiğim fotoğraflardan faydalanmak istedim. Karşılaştığım diğer fotoğraflarla beraber paylaşmış olayım.
Sophia Loren'in Evi (FOTOGRAF ALINTIDIR) |
ALINTIDIR |
ALINTIDIR |
ALINTIDIR |
Zaman zaman bu bölgenin tekrar kullanıma açılması için girişimlerde bulunulmuş fakat türk ve rum tarafların anlaşmazlığı ve Birleşmiş milletler güvenlik konseyinin yasal sahipleri haricinde kimsenin giremeyeceği kararı olduğu halde bölgenin türk askeri idaresinde olması tüm yolları tıkadı. Yalnız son zamanlarda Türkiye ve TOKİ'nin de desteğiyle bölgenin yenilenerek yasal sahiplerine iadesi projesi söz konusu.
Sonuç olarak Maraş'ın akıbeti hala soru işaretleri içerisinde. Ben ise böylesine bir tecrübeyi yaşadığım için kendimi şanslı hissediyorum. Çok okuyan mı çok gezen mi bilir sorusunun cevabı benim nezlimde hala her ikisi de çünkü herhangi biri olmadan hep bir şeyler eksik kalacak gibi ...
Baya güzel bir yazı olmuş. Ve gidip göresim geldi güzel fotoğraflar için teşekkür :)
YanıtlaSilTeşekkürler :) Fırsatınız olduğunda mutlaka tavsiye ederim :)
YanıtlaSilÇok güzel anlatmışsınız.
YanıtlaSil